Hac İle İlgili Adetler Gelenekler
Hac İle İlgili Adetler Gelenekler. Hacdan gelenlere ne yapılır? Hacca giden nasil Ugurlanir? Hacdan gelen insanlara ne denir? Hacca uğurlarken ne denir?
Hacı ibadetini yerine getirmiş olan müslüman. 2. Kudüs, Efes vb. kutsal bir yeri ziyaret etmiş olan hıristiyan. —3. Hacı ağa, taşradan gelen, büyük kentlerde ölçüsüzce para harcayan, görgüsüz, zengin kişiler için alay yollu söylenir. Hacı ağalık etmek, gösteriş için gereksiz yere bol para harcamak. Hacı baba, hacca gitmiş yaşlı adamlara saygı yollu söylenir. (Bir kimseyi) hacı bekler gibi beklemek, pir kimseyi sabırsızlıkla beklemek. Hacı ‘fışfış, araplar için kullanılan alay yollu söz. . Hacılar bayramı, kurban bayramı. Hacı sandığımızın haçı koynundan çıktı, iyi sanılan bir kimsenin gerçek yüzünün ortaya çıkarak kötü biri olduğunun anlaşılması durumunda söylenir. Hacısı hocası, kim varsa, hepsi anlamında kullanılır.
Hacdan dönenleri tebrik etmeye gidenlere ikram edilen, yağlı çörek hamurundan yapılmış küçük, dört köşe lokma. (İçinde gülsuyu katılmış şeker şerbeti bulunan taslar içinde ikramedilir.
Hacı parası, bazı yörelerde hacının kendisini uğurlamaya gelenlerin başına saçtığı madeni paralar. (Bu paraların uğurlu olduğuna inanılır ve para keselerinin dibine dikilerek saklanır) Hacı tehniyesi, hacdan dönen müslûmanları kutlama töreni. (Kimi yörelerde bu törene hacı bayramı denir.) Hacı uğurlama, hacca gidenleri uğurlamak amacıyla yapılan tören. Hacı yemeği, bazı yörelerde hacı adayının kendisini uğurlamaya gelenlere verdiği yemek. Hacı yüzüğü, hacıların tebriğe gelenlere ya da yakınlarına armağan ettikleri ince madenden yapılmış, parmağa göre ayarlanabilen yüzük. (Kâbe halkası da denir.)
Dinsel bir gerek olan hac, Anadolu’nun hemen her yöresinde özellikle gelenekselliğini koruyan kesimlerde, toplumsal yaşamın en önemli olaylarındandır. Hac görevini yerine getirmek kişiye toplum içinde ayrı bir yer kazandırır, sorumluluklar, görevler yükler. Hacdan dönen kişi bundan böyle dince uygun görülmeyen her türlü davranıştan uzak durmak, toplum içinde saygın, güvenilir bir konum edinmek ve bunu zedeleyebilecek her türlü davranıştan kaçınmak durumundadır. Bu, ailesi için de geçerlidir. Bu nedenle yakın çevrede herhangi bir anlaşmazlık ya da karar verilmesi güç bir durum ortaya çıktığında hacı ve ailesine başvurulur.
Hacdan dönenlerin erkekse sakal bırakması, kadınsa örtünmesi gerekir. Hacının karısı için de örtünme zorunludur.
• Hacı tehniyesi. Bu tören, din bakımından gerekli olmamakla birlikte, zamanla gelenek halini aldı. Tören, daha hacı dönmeden başlar, evi ya da odası yeşile boyanır; yerlere yeşil sergiler, örtüler konulur. Ziyarete gelenler hacının elini ve genellikle avucunun içini öperler, kendisini “Haccın mebrur olsun” diyerek kutlarlar. Törene gelenlere hacının hacdan getirdiği zemzem suyu, hurma, hacı yüzüğü vb. ikram edilir; hacı yağı denilen koku sürülür. Zemzem, ayakta ve üç yudumda içilir. Durumları elverişli olan hacılar Kuran ve mevlit okuturlar, hac yemeği verirler.
Hacı uğurlama da hacı karşılama gibi önem verilen törenlerdendir. Hacı adayı kimi yörelerde kendisini uğurlamaya gelenlere yemek verir. Yemekten sonra erkekler topluca camiye gidip namaz kılar, dua ederler. Camiden çıkışta, uğurlama yerinde toplanılır. Hacı adayının, onu yolcu etmeye gelenlerin başına saçtığı madeni paralar uğurlu sayılır ve herkes bir tane kapmaya çalışır. Bundan sonra hacı adayı, yaşlılardan başlayarak tüm gelenlerle vedalaşır, helalleşir ve mezarlığa giderek ölmüşlerinin ruhuna fatiha okur. Bu işlemler bittikten sonra dualar ve ilahilerle aracına bindirilir. Kimi zaman hacının bindiği araç bayraklarla donatılmış arabalara binilerek bir süre izlenir.
Hac, yeterli mal varlığı olanlara farz olmakla birlikte, üzerine farz olsun olmasın, bu ibadeti kurallarına uygun olarak yerine getirenlere hacı denir. Sözcük, Arapça el-hâcc sözcüğünün türkçe söyleniş biçimidir. Bu ibadet, islamın beş şartından biridir ve Hz. Muhammed’in belirttiğine göre, geçmişteki günahlara kefaret olacağından, hacıların günah işlemekten titizlikle kaçınmaları gerekir. Ticarette kul hakkı geçme olasılığı yüksek olduğundan, islam bilginleri müslümanları özellikle bu konuda uyarmışlardır. Bununla birlikte, bir müslümanın hacı olduktan sonra ticaret ile uğraşmaması gerektiği biçimindeki yaygın kanının, islam dini ile hiçbir ilgisi yoktur, içlerinde hanefilik imamı imam Azam’ın da bulunduğu çok sayıda islam bilgini, hac dönüşünde ticari mesleklerini sürdürmüşlerdir.
Hac töreninden sonra genellikle Medine’ye giderek Hz. Muhammed’in kabrini ziyaret ederler. Kabe, Araplar için İslâm’dan önce de kutsal bir yerdi ve her yıl ziyaret edilmesi gerekirdi. İslâm dininin ortaya çıkışından sonra, Hz. Muhammed, bu ziyareti dinsel bir zorunluluk haline getirerek kurumlaştırdı. Böylece, Dünya’nın dört bir yanından gelen çeşitli uluslardan kişilerin yılda bir kez karşılaşmalarına olanak sağlayarak, bir İslâm kardeşliği havası yarattı.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Hz. Muhammed’in vekili olan halife Osmanlı padişahı olduğundan, hacca büyük önem verilirdi. Her yıl İstanbul’dan Kâbe’ye yeni bir örtü gönderilir ve bunun için sürre alayı denen bir kervan hazırlanıp yola çıkarılırdı.
Dünya’nın dört bir yanından hacca gidenlerin sayısı, her yıl bir milyon kişiyi bulur, bazı yıllarsa aşar. Hac günü, 7 yılda bir, cuma gününe rastlar. O yılki hacca haccülek-ber (büyük hac) denir. Daha makbul sayılan bu hac yıllarında, gerek Dünya’dan gerek Türkiye’den hacca gidenlerin sayısında artış olur.