Haftalar Nasıl Oluşmuştur?

Zamanı yedi günlük haftalara bölmek, en erken Antikçağ’dan beri Mısırlılar, Kaideliler ve Yahudiler’de âdetti. Kutsal Kitap, haftanın günleriyle dünyanın yaratılışının çeşitli evreleri arasında yakınlık kurarak ve özellikle yedinci günü Tanrı’ya ibadete ayırarak bu bölünmeye dini bir anlam verir.

Yunanlılar her ayı onar günlük üç döneme ayırırlardı. Romalılar ise, ayı şöyle bölmüşlerdi: birinci gün olan calendae kimi zaman ayın beşinci, kimi zamanda yedinci gününe düşen nonae ve son olarak 13., 14. ya da 15. güne rastlayan ides.

Romalılar, zamanın bu resmi bölünüşünün dışında, özel kullanımlarında yavaş yavaş zamanın haftalara bölünmesini benimsediler ve Augustus döneminde bu uygulama yerleşti.

Hatta, halk yedi günden her birini özel bir tanrıya adamıştı. Birinci gün Güneş, ikinci gün Ay, üçüncü gün Mars, dördüncü gün Mercurius, beşinci gün lupiter, altıncı gün Venüs ve yedinci gün Saturnus günüydü.

Hıristiyanlar haftayı Eski Ahit’teki biçimiyle kabul ettiler ama, İsa’ nın dirilişinin anısına “Tanrı’nın günü” olarak, şabbat’ı yani cumartesiyi değil de pazarı seçtiler. Bununla birlikte, batı halkları hafta günlerinin mitolojik adlarını korudular: gerçekten fransızcada “lundi”, italyancada “lunidi”, ispanyolcada “lunes” ve benzerleri Ay günü anlamına gelir; fransızcada “mardi”, italyancada “martedi”, ispanyolcada “martes” Mars günü demektir vb. İtalyanlar, İspanyollar, Portekizler ve Fransızlar haftanın son gününe “Tanrı’nın günü” anlamına gelen bir ad verirler (fransızcada “dimanche”, italyancada “domenica”, ispanyolcada “domingo”). Fakat Almanya ve ingiltere’de pazarın adı “Güneş günü” anlamına gelir.

Cuma Tatili 1826’dan itibaren önce İstanbul’da, daha sonra da taşrada uygulanmaya başlayan hafta tatili. Daha önce İstanbul’da ve taşrada Müslümanlar için hafta tatili söz konusu değildi. Ancak gayrimüslim topluluklar ibadet amacıyla haftanın bir gününde tatil yapmaktaydılar. İstanbul medreselerinde ise önceleri çarşamba, daha sonra ise perşembe günleri ders yapılmamaktaydı. 1826’cla, cuma gününün resmi tatil olması, dairelerde mesai yapılmaması, medreselerde ise salı gününün tatil olması kabul edildi.

1839’da Tanzimat’ın ilanından sonra cuma tatili korunmakla birlikte hafta tatilinin perşembe günü öğleden sonra başlaması kabul edildi ve bu Osmanlı Devleti’nin yıkılışına değin değişmedi.