Nasreddin Hoca Hikayelerinin Özellikleri

Nasreddin Hoca Hikayelerinin Özellikleri? Hangi Fıkralar Nasreddin Hoca’nındır. Bir Fıkranın Nasreddin Hoca’ya ait olup olmadığını Nasıl Anlarız?

1) Bir hikâyede sarhoşluk ya da içki varsa, o hikâye Nasrettin Hoca’nın değildir, çünkü Nasrettin Hoca, içkiyi günah sayan Sünni Müslüman Türklerin gülmece tipidir.

2) Bir hikayede ahmaklık, budalalık varsa ve o bir sıkıntıdan kurtulmak için aptallık taslamak, zekayı gizlemek değilse, bu hikâye Hoca’nın değildir.

3) Hocayı mal mülk, köle ve cariye sahibi gösteren hikâyeler de Nasrettin hikâyesi değildir. Çünkü Nasrettin Hoca hikâyelerinin özelliği, ömür boyu süren bir yoksulluğu yansıtmalarıdır.

4) Bir hikayede çapkınlık, iffetsizlik, kadın ihaneti varsa, bu hikaye Nasrettin Hoca’nın değildir. Hoca’nın evlendikten üç ay sonra karısının doğurduğunu, Hoca’nın da bu çocuğa, dokuz aylık yolu üç ayda bitirdiği için, cüz kesesi aldığını anlatan hikaye, eski Arap kaynaklarında görülmüştür. (Cüz kesesi : İlkokul çocuklarının Kur’an cüzlerini koyduğu torba.)

5) Bir hikayede Hoca hasis gösteriliyorsa, o hikâye de gerçek Nasrettin hikâyesi olamaz, çünkü gerçek Nasrettin hikâyeleri hasisliği yerer : Av için tazı isteyen bir hasise, Hoca’nın semiz bir çoban köpeği götürüp : — İriliğine bakma, bu hayvan senin kapında, on güne kadar tazı haline gelir! dediğini anlatan hikâye gibi.

6) Bir hikâyede Hoca, maddi kuvvetle güçlü bir insan, çevik bir delikanlı canlılığında gösteriliyorsa, bu hikâye Hoca’nın olamaz, çünkü bizim Nasrettin Hocamız, güçlüklerini kol kuvveti ile değil, Dede Korkut gibi, aklı ile çözer

7) Bir hikâyede dalkavukluk, iki yüzlülük, çıkarcılık varsa, Hoca bir paşa ya da büyük adamın emrinde gösteriliyorsa, bu hikâye Hoca’nın değildir. Bunlar, kimi İncili Çavuş hikâyeleri gibi, yabancı kaynaklardan geçerek Hoca’ya yakıştırılmış hikâyeler olabilir.

8) Bir hikâyede Hoca dik başlı, dilediğini zorla yaptırabilen bir kişilikte gösteriliyorsa, bu hikâye de Hoca’nın değildir. Çünkü Nasrettin Hoca, güçsüz, fukara, yoksul insanın simgesidir.

9) Bir hikâyede tasavvuf, ezel ,ebed sorunları anlatılıyorsa bu hikâye Hoca’nın olamaz, çünkü gerçek Nasrettin hikâyeleri, tasavvufla ilgisiz, hatta çoğunlukla tasavvuf taslayanların karşısındadır. Böyle tasavvuf taslayan bir dervişin Hoca’ya : — Benim eşeğimin ön ayaklan maşrıkta, (gün doğusunda) art ayakları magrupta (gün batısında)dır! .. demesine karşılık Hoca’nın: — Bre dalı! de bakalım, bu eşek nereye gidecek? sorusunu yöneltmesi, onun kişiliğindeki bu özelliği belirtmektedir.

10) Son olarak, bir hikâye uzunsa, anlatılması dakikalar, okunması sahifelerce sürüyorsa, bu hikâye de gerçek Nasrettin hikâyesi değildir. Çünkü Nasrettin Hoca hikâyesinin özelliği, özdeyiş gibi kısa oluşu, diyeceğini, tek çizgide karikatür çıkaran sanatçı gibi, tek cümle, hatta tek kelimeyle söyleyişidir.