En basit bir Türk ailesinin bile özel yaşamı kutsal bir sır gibidir. Yabancı erkeklerin girmesine izin verilmeyen, kadınların yaşadığı harem her ailenin namusu, kutsal bir köşesidir. Zevce anlamını da taşıyan ve aslı Arapça olan “harem” Sözcüğü aslında kutsal ve sevgili demektir. Yüzyıllar boyunca dünyanın süper güçlerinden biri olan bir imparatorluğun hükümdarının, islam âleminin halifesinin özel hayatının, hele ayrıntılarının bilinmesi söz konusu bile değildir. Batı tarzının şeklen benimsendiği 19. yüzyıl saraylarından öncesine ait Topkapı sarayında bile çoğu zaman padişahın yattığı yer kesinlikle bilinmez.
Haremdeki yaşam ile ilgili doğruluğundan emin olduğumuz bilgiler dahi dolaylı olarak alınabilmiş bilgilerdir. Bu özellik birçok konuda geç dönem için bile geçerlidir.
İslam hükümdarları, emirler, soylular ve zengin kişilerin konutlarında harem nikâhlı kadınlar, gözdeler, cariyeler, odalıklar, müstefreşeler (azatlı köleler), köle kızlar, haremağaları, kâhya kadınlar gibi bir topluluktan meydana gelirdi.
Harem halkını oluşturan kadınlar topluluğu buradan ancak belirli zamanlarda (aile ya da komşu ziyareti, hamam, ender olarak haremağası eşliğinde gezinti vb.), daha önceden izin alarak ayrılabilirdi. Hükümdar ya da evin beyi özgür bir kadınla nikâh yaptıktan başka köle kadınlar arasından müstefrişe adıyla azat ettiklerinin dördünü gözde olarak seçebilir ve bunlar ona bir erkek çocuk doğururlarsa özel bir saygınlığa kavuşurlardı. Haremin sorumlusu kızlarağası ya da haremağası adıyla anılan siyahi bir hadımdı. Saray ve konaklarda bayramlardan bir hafta önce harem dairesinde temizliğe başlanır, kimi zaman burası yeniden döşenip düzenlenirdi.
Saray, kasır, konak ve zengin köşklerinin bahçelerine bayram eğlenceleri için atlıkarınca, dönme dolap ve salıncaklar kurulur, harem halkı burada bayram süresince hadım ağalarının gözetiminde eğlenirler, neşeli saatler geçirirlerdi. Bayram sabahı namazdan sonra sarayın harem dairesine gelen devlet büyüklerinin eşlerini kapıda kethüda kadın ve teşrifatçı kalfalar karşılar, padişah da selamlıkta erkeklerle bayramlaşmanın ardından hareme gelerek onlara katılırdı. Harem halkı ve hanım konuklar muayede salonunda konumlarına göre yer aldıktan sonra hükümdarla bayramlaşırlardı. Bayram süresince haremde kimi zaman padişahın da katıldığı çeşitli eğlenceler eksik olmazdı.