Herodot tarihi (hellenistik dönemden beri dokuz kitap halinde bölümlendirilmektedir), Med savaşlarını ve bu savaşlara katılan kavimleri incelemek isteyenler için en önemli kaynaktır; bu yapıt meraklı bir zihnin araştırmalarının (historiai sözcüğünün asıl anlamı bu olmalı) sonucudur:
Herodotos, bazen Nil’in taşmalarını tartışan bir coğrafyacı, bazen bir etnolog, bazen de yazılı kaynakları inceleyen meraklı bir kişi olarak çıkar karşımıza (tapınakların arşivleri hakkında bilgisi vardır, kitabeleri okumasını ve yönetimle ilgili belgeleri kullanmasını bilir). Bununla birlikte, yapıtının önemi (uzun süre ona tarihin babası olarak bakılmasına rağmen), yapay bir dünya yaratmış olmasından (anlattığı kavimlerden her biri, dünya denilen satranç tahtasında, bulunmak zorunda olduğu yerdedir; her kavmin, ince bir geometrinin ölçütlerine göre değişiklik gösteren, kendine özgü bir davranışı vardır; her siyasal rejim kendine uygun olan iktidarı yaratır ve her bölge kendine uygun düşen toplumu meydana getirir) ve meskûn dünyanın evrenbilimini kurmuş olmasından kaynaklanır.
Herodotos’un yapıtı bir filozofun yapıtıdır; alçakgönüllü olduğu için, kendini “barbarların ve Yunanlılar’ın yiğitlik öykülerinin” gölgesinde bırakır ve Med savaşlarının nedenleri üzerinde duruyor gibi görünse de, gerçekte araştırmasının konusu insanlığın durumu ve dünyanın düzenidir.