Hüsn ü Aşk, Şeyh Galip’in mesnevisi.
Divan edebiyatının en ünlü mesnevilerinden biridir. Şair, bu mesneviyi 26 yaşında iken, bir iddia üzerine yazmıştır (1782). Yapıtın “Der beyân-ı sebeb-i telif” (yazma nedeninin bildirilmesi) bölümünde anlatıldığına göre, bir toplantıda, Nabi’nin Hayrâbâd adlı mesnevisi aşırı derecede övülüp buna nazire yazmanın olanaksız olduğu söylenince, Şeyh Galip, Hayrâbâd’ı eleştirmiş, konusunun İranlı şair Attar’dan alındığını, bir yerde de Nef’i’nin Tahşiyesinden yararlanıldığını vb. anlatmış; bunun üzerine, daha iyisini yazması istenince öneriyi kabul edip Hüsnü Aşk’ı yazmıştır.
Hüsn ü Aşk (Güzellik ve Aşk) alegorik bir yapıttır Fettahi’ nin Hüsn’ ü Dilinden de esinlenen yapıtta mecazi aşka ulaşmanın güçlükleri birtakım alegorilerle anlatılmıştır “Beni mahabbet” (sevgi-oğulları) adlı bir Arap kabilesinde aynı gecede doğan “Hüsn” (güzellik) adlı kızla “Aşk” adlı oğlan büyüdükleri zaman “Mektebi edeb”e (dergâh) giderler, “Mollayı cünundan (mürşit) ders alırlar, birbirlerini severler, Aşk’ın Hüsn’e kavuşabilmesi için “Diyar-ı kalb’e (kalp ülkesi, gönül) gitmesi gerekmektedir; Aşk, türlü tehlikeler ve zorluklarla dolu bir yolculuktan (çile) sonra Hüsn’e ulaşır.
2101 beyit tutan mesnevide 4 tane de tardiye vardır; bunlar yapıtın en ünlü ve en güzel parçalarıdır. Şair, fars edebiyatında görülen “sebk*-i hindi” akımının etkisiyle, divan edebiyatının kalıplaşmış mazmunları dışında, birtakım yeni mecazlar yaratmıştır.