İbadet Nedir Kısaca Kaça Ayrılır?

Allah’a  olan inancını, şükranını gösterme; bunun için yapılan dinsel uygulamalar. İbadet etmek, Allah’a şükran ve bağlılığını göstermek için dinin gereklerini yerine getirmek. 

İslam dininde ibadet, dinin vazgeçilmez temellerinden biri olarak kabul edilir. Kuranda “Sana ölüm gelip çatıncaya kadar ibadet et” denilir ve bütün insanların ibadet etmek için yaratıldıkları belirtilir. Bu nedenle mutezile ve haricilik gibi bazı mezhepler “amel, imandan cüzdür” ilkesinden yola çıkarak ibadetsiz inanmanın geçerli sayılamayacağını savunurlar. Buna karşılık eşariler ve matüridiler imanın bir gönül işi olduğunu, dolayısıyla gönülden inanan bir insanın, ibadet etmese de mümin sayılması gerektiğini belirtmekle birlikte, ibadetle desteklenmeyen imanın her an yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunacağını belirtirler.

Ünlü İslam bilgini Gazali, ihya adlı yapıtında ibadetsiz mümini, komaya girmiş ve öldü ölecek diye beklenen bir hastaya benzetir.

İslam dininde ibadetler tarz ve nafile olarak iki ana bölüme ayrılır. Farz ibadetler, Allah’ın Kuran’da yapılmasını açık ve kesin bir dille emrettiği görevlerdir. Bunların başlıcaları, “İslam’ın beş şartı” diye bilinen kelime-i şahadet, namaz, oruç, hac ve zekât ‘tır.

Nafile ibadetler ise Müslümanlara kesin ve açık bir emir ile yüklenmiş olmamakla birlikte yapılması öğütlenen ya da kişinin sırf Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla, içinden gelerek yaptığı ibadetlerdir. Örneğin, beş vakit farz namazlarla birlikte kılınan sünnet namazlar, ramazan orucu dışında, şaban ve muharrem aylarında ya da haftanın belli günlerinde tutulan oruçlar, zekâtın dışında yapılan parasal yardımlar birer nafile ibadettir.

Hz. Muhammed, daha genel olarak, çıkar kaygısı gütmeksizin yoksul ve kimsesizleri gözetmek, yoldan gelip geçenlere sıkıntı veren şeyleri bir kenara atmak, tatlı dilli ve güler yüzlü olmak, ailenin geçimi için çalışmak, dargınların arasını bulmak gibi ahlaksal ve toplumsal içerikli davranışların da ibadet olduğunu belirtir.

İslam dininde ibadetin değeri konusunda ağırlık verilen en önemli nokta, ibadetin biçiminden çok, dayandığı niyet ve içtenliktir (ihlas). Hz. Muhammed bunu “Ameller (ibadetler), niyetlere göre değer taşır” anlamındaki sözüyle vurgular. Kuran’da “Ey insanlar, hayırlarınızı başa kakmak ve eziyet vermek suretiyle boşa çıkarmayınız” Yararlı bir söz ve bir bağışlama, arkasından eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır” denilir. İslam inancında herhangi bir ibadetin bir çıkar kaygısı ile yapılmasına riya denilir ve riya ile yapılan ibadet, kesinlikle makbul ve geçerli sayılmaz.