İkinci ulusal mimarlık dönemi, 1930’lu yılların sonuna doğru ortaya çıkan ve Türk mimarlığında yaklaşık olarak 1940 -1950 arasını kapsayan dönem.
1930’lu yıllarda İtalya’da faşistlerin, Almanya’da nasyonal sosyalistlerin başlattıkları ulusçuluk akımı sanat akımlarını da etkiledi, özellikle mimarlıkta bu düşünceye uygun, anıtsal yönü ağır basan, ana yapı gereci olarak taşın kullanıldığı, bakışık olma özeliği vurgulanmış, büyük boyutlu yapılar ortaya çıktı. Bu anlayışa uygun, binlerce kişilik stadyumlar ve toplantı salonları gibi büyük mekânlar devletin gücünü de simgeliyordu.
Kısa sürede yayılan ve ABD ile SSCB’de de taraftar bulan bu akım Türk mimarlarını da etkiledi. Temel ilkeleri açısından kendi düşüncelerine ters düşmeyen bu akımı başlangıçta, bir ölçüde savunan Türk mimarlar, zamanla etkin biçimde benimsediler Türk mimarlarının bu akıma karşı önceleri ılımlı yaklaşımı, Atatürk ün ulusal bir sanat, ulusal bir mimarlık düşüncesini açık olarak desteklememesine bağlanabilir. Onun ölümünün hemen ardından ulusal mimarlık akımının öncülüğünü yapan Sedat Hakkı Eldem’in 1940’ta, Arkitekt dergisinde yayımlanan “Yerli mimariye doğru” başlıklı yazısı, bu yıllarda Türkiye’de başlayan ulusal mimarlık anlayışının kuramsal düzlemdeki bildirisi oldu.
İkinci ulusal mimarlık hareketinin oluşumunda 1930-1940’larda egemen olan uluslararası üsluba ve o yıllarda ülkede yoğun olarak faaliyette bulunan yabancı mimarlara tepki de önemli rol oynadı. Bu dönem yapılarında süsleme çok dar bir alanda uygulandı, taş ve ahşap gibi doğal malzemeye ağırlık verildi ve tasarımlarda bakışık eksenler önemle vurgulandı. Özellikle türk halk mimarlığının öğelerine yönelindi, bazı örneklerdeyse Almanya ve italya’daki anıtsal yapıların etkisinde kalındı (B. Uçar’ın Ankara Devlet demiryolları genel müdürlüğü yapısı). Bu akımın önemli örnekleri arasında Sedat Hakkı Eldem’in Ankara Fen fakültesi, istanbul Taşlık kahvesi, Emin Onat’la birlikte gerçekleştirdikleri istanbul Üniversitesi edebiyat fakültesi ve Emin Onat’ın Bursa Vali konağı yapıları sayılabilir.