Ä°stanbul Ä°le Ä°lgili Efsaneler Nelerdir?

Ä°stanbul ile ilgili efsaneler nelerdir? Ä°stanbul’un gizemi ve efsanelerine örnekler

BoÄŸaziçi’nin oluÅŸumu, Kız Kulesi’nin yapımı, Ayasofya’mın kubbesi, Rumeli Hisarı’nın elde ediliÅŸi, Ä°stanbul’un fethi, Bayezid Camii ile Kılıç Ali PaÅŸa Camii ve Hamamının yapımı, Piyale PaÅŸa Camii’ nin hırsızı, Cibali, BeÅŸiktaÅŸ, Kadıköy, Yenikapı, Beylerbeyi, KabataÅŸ ve daha nice semtin adı ayrı birer efsanenin konusudur. Bazılarının benzerlerini baÅŸka yerlerde de görebildiÄŸimiz bu efsanelerin bir kısmını vermek, Ä°stanbul’un efsane zenginliÄŸi için yeterlidir.

İstanbul gibi kuruluşu bile bir efsaneler yumağı olan bir şehrin efsane zenginliği ancak verilecek örneklerle dile getirilebilir. Kuruluşundan günümüze gelinceye kadar sayısız efsaneye kucak açan İstanbul, bu özelliğiyle pek çok yazılı kaynağa konu olurken sözlü gelenekte de layık olduğu yeri almıştır. Tabii ve tarihi zenginliği ile adlandırmada görülen çeşitlilik efsane sayısını artırmaktadır. Daha düne kadar tarihe bağlı olarak anlatılan efsanelerden bazılarının unutulmasına karşılık yeni araştırma ve derlemelerin ışığı altında değişik konulu yeni efsaneler ortaya çıkarılmıştır.

Bunlardan birine göre insanoğlunun yaratılışından önce yeryüzünün hâkimi cinlermiş. Onlar da insanlar gibi toplumlar halinde yaşarlarmış. Bu toplumlardan birinde yaşayan bir genç öbür toplumdaki kızlardan birine âşık olur. Kızın babasının tek şartı vardır: Kendilerine, dünyanın en güzel yerinde bir saray yaptırılacak. Bütün dünyayı gezen oğlanın babası, isteğe uygun yerin İstanbul olduğunu anlar ve sarayı oraya yaptırır. Tabii oğlu da muradına erer.

Ä°stanbul’un kuruluÅŸu ile ilgili bir baÅŸka efsanede ise olay insanlar dünyasında geçer. Kendi topluluÄŸu için bir ÅŸehir kurmak isteyen Megaralı Bizas, Delfi kâhinine baÅŸvurur. Aldığı, “Åžehrini körler ülkesinin karşısında kur” cevabı üzerine bu ülkeyi aramaya çıkar. Uzun aramalardan sonra Sarayburnu’na gelip karşıyı, bugünkü Kadıköy’ün bulunduÄŸu yeri seyreder. Sonra da kendi kendine düşünür. “Karşıdakiler ÅŸehirlerini niçin burada kurmadılar acaba? Körler ülkesi orası olmalı herhalde… ” Kâhinin sözünü hatırlar ve ÅŸehri oraya kurar.

Ä°stanbul BoÄŸazı’nın oluÅŸumunu Ä°sken-der-i Zülkarneyn’e baÄŸlarlar. O, Ege Bölgesindeki Katerina adlı bir hükümdarı kendi dinine davet ederse de baÅŸarılı olamaz. Onunla, ülkesine askerle hücum etmeyeceÄŸine dair anlaşır. Ancak, yaptığı incelemeler sonunda, Karadeniz’den Akdeniz’e doÄŸru bir suyolu açarsa, Kateri-na’nın ülkesinin sular altında kalacağını anlar. Bunun için on üç yıl on günde ve binlerce insan çalıştırarak bugünkü BoÄŸaziçi’ni açtırır ve Katerina’nın ülkesini sular altında bırakarak muradına erer.

BoÄŸaziçi gibi Ä°stanbul’un sembollerinden biri de Kız Kulesi’dir. Onunla ilgili efsaneyi, benzeri pek çok “kule” ve “kale” ye baÄŸlayabiliriz. Tarih araÅŸtırmacıları olayı “Ä°mparator Konstantin’e baÄŸlarken, efsane anlatıcıları ise “zamanın padiÅŸahı” diye söze baÅŸlarlar. Efsanelerden biri imparatorun, kızının falına bakmaları için falcıları davet ettiÄŸini söylerken biri de saraya gelen bir falcıdan söz eder. Anlatıldığına göre kız bir yılan sokması sonucu ölecektir. Bu kötü sondan kurtulmak için denizin ortasına bir kule yaptırılacaktır. Yaptırılır da. Kız orada güvenlikte yaÅŸamaktadır. Ancak kendisine gönderilen bir üzüm, bazılarına göre incir sepetine her nasılsa bir yılan girer. Böylece kalenin güvenli ortamı kaybolur ve kız orada yılan zehriyle ölür. Cesedin ise Ayasofya’nın “Ä°mparator Kapısı’nın altına gömüldüğü rivayet edilir.

Efsane araÅŸtırmalında ‘Didon hilesi” diye adlandırmaları ve kökü 11. yy’a kadar dayanan bir motif vardır. Bu motifte bir oturma, bina yapma yeri izninin deÄŸiÅŸik ÅŸekilde yorumlanması açıklanır. II. Mehmed (Fatih), Rumeli Hisarının  yerinde av köşkü yaptırmak için Bizans imparatorundan yer ister; ancak bir sığır derisi kadar yer verileceÄŸi söylenir. GeleceÄŸin Fatih’i biraz kızarsa da razı olur. Sığır derisinden yapılan sırım ile geniÅŸ bir alan çevrilir ve inÅŸaata baÅŸlanır. Alanın fazlalığına itiraz edilirse de sığır derisinden soyulan sırım gösterilerek gelenler susturulur. (Ayrıca bak. fetih efsaneleri.)

Ayasofya’nın kubbesi bir türlü tutturulamayınca, abdal kılığına giren Hızır, rahiplere akıl verir. Mekke’den getirdikleri Hz Muhammed’in tükürüğüyle Mekke toprağını ve zemzemi karıştırıp kubbeyi gerçekleÅŸtirirler. Piyale PaÅŸa Camii’nin kubbesini çalan hırsızın taÅŸ kesilmesi, Kılıç Ali PaÅŸa Camii’nin yapımı sırasında yıkanma ihtiyacı duyan bir işçinin iması üzerine önce hamamın yapılması, efsanelerimizde sıkça görülen motiflerdendir.

Semt adlarıyla ilgili efsanelerin sayısı pek çoktur; hatta bazı semt adları için birden fazla hikâyenin anlatıldığı da görülmektedir. Bazılarının tarihi olay ve adlarla olan yakınlığının yanında, bazılarında yakıştırma özelliği ön plana çıkmaktadır.

Ä°stanbul efsanelerini Türklerin fethinden önceki dönemden baÅŸlatarak günümüze kadar getirirken bir ÅŸey dikkatlerden kaçıyor. Düne kadar, “taşı toprağı altın” olan Ä°stanbul’un aslında “taşı toprağına ek olarak eski olan her köşesi birer “efsane”dir.

Ä°stanbul Ansiklopedisi, Saim SAKAOÄžLU