Kaftan: 1. Eskiden giyilen kolsuz, önden açık, uzun ve geniş kesimli bir tür üstlük. 2. Kaftan kalıbı, aptal, bilgisiz, boş adam.
Ağır kaftan, Osmanlı saray giyiminde sırma işlemeli kumaştan yapılan ve özel günlerde giyilen kaftanlara verilen ad. Kaba kaftan, erkeklerin dışarı çıkarken giydikleri sade ve gösterişsiz kaftan. Murassa kaftan, üzeri değerli taşlar ve işlemelerle bezeli kaftan.
Minarelerin külah kısımlarını kandil ya da ampullerle donatarak yapılan süsleme. Kaftan giydirmek, minarenin külah kısmını ışıklarla donatmak, süslemek.
Kaftan Doğu ülkelerinde yaygın olarak kullanılan bir üstlüktü. İran’da, Arap ülkelerinde de kullanılıyordu ve Osmanlı fetihleriyle K. Afrika’ya değin yayılmıştı. Suriye’de bedevi emir ve şeyhleri kaftanı kışlık giysi olarak kullanıyorlardı. Fas’ta özellikle kadınlar tarafından yaygın bir biçimde kullanılan bir giysi türüydü.
Osmanlılarda da 1828’deki giyim düzenlemelerine değin, özellikle erkek üstlüğü olarak en yaygın kullanımı olan giysilerdendi. Saray ve konak çevrelerinde en değerli kumaşlardan yapılır, üzeri çeşitli biçimlerde bezeli olurdu. Uzun ve bol kesimli olan kaftanların kimisi tamamen kolsuz olur, kimisinde de kol oyuğu açılmaz, kollar omuz üzerine düşerdi. Önü, göğsü ve kollarının kenarları şeritler, değerli taşlardan yapılmış düğmeler, kürkler ve işlemelerle bezenir, giysiye zenginlik vermek için kimi zaman kol altından, aşağıya doğru genişleyen bir parça eklenirdi. Bazılarının içi, yüzüyle uyum sağlayacak kumaşlarla astarlanır, kışın içine kürk geçirildiği de olurdu. Keçeden, çuhadan yapılanları da vardı.
Önemli hizmet görenlere ya da bir imtiyaz verilen kumandanlara kaftan ya da kaftan ve kılıç armağan etme, Osmanlı saray geleneklerindendi. Armağan edilecek kaftanın rengi, biçimi, şeritleri ve düğmeleri verilen kişinin rütbesine ve gördüğü hizmete göre değişir, bunlar bayramlarda sadrazamın huzurunda kaftancıbaşı tarafından dağıtılırdı.
İstanbul Topkapı sarayı müzesinde sergilenen padişah ve şehzade kaftanları bu giyim biçiminin en değerli örnekleri olmasının yanı sıra, o dönemin dokumacılık ve işleme sanatını yansıtması bakımından da ilginçtir.