Köyde Eğitim ve Öğretim Tarihi (Köy Öğretmenleri)

Türkiye’de nüfusu az olan köylerin öğretmen gereksinimini karşılamak amacıyla açılan kısa ve hızlandırılmış özel kurslarda yetiştirilen, üç sınıflı köy okullarında ders verme yetkisi kazananlara köy eğitmeni (eğitmen) adı verildi,
İlk olarak Tarım ve Milli eğitim bakanlıklarının işbirliğiyle 1936 yazında Eskişehir yakınlarındaki Mahmudiye çiftliğinde bir Eğitmen kursu açıldı. Askerliğini çavuş ya da onbaşı olarak yapmış köylü gençlerden okuryazar olanlar sınavla seçilerek bu kurslarda yetiştirildi. Öğretmen ve tarım uzmanlarınca uygulamalı olarak da yürütülen bu ilk beş aylık kursta okuma yazma, ekip biçme, hayvan yetiştirme, matematik, yurttaşlık bilgisi, köy işleri, tarih, coğrafya derslerine yer verildi. Adaylar, bu kurstan sonra Ankara’nın köy okullarında stajyer öğretmen olarak görevlendirildiler.
Ertesi yaz (1937) bir kurs daha düzenlenerek dört ay süreyle ış ve eğitim uygulamaları birlikte yürütüldü. Bu kurs sonunda eğitmenler, kendi köylerine döndüler 8-10 köy bir bölge sayıldı ve köylerdeki eğitmenleri denetlemek ve işbaşında yetiştirmek üzere bir kurs öğretmeni, gezici başöğretmen olarak bu bölgelerde görevlendirildi. Bu denemeden sonra yasal düzenlemeye geçilerek 11 haziran 1937 tarih ve 3238 sayılı Köy eğitmenleri ile ilgili yasa nın birinci maddesiyle “nüfusları öğretmen gönderilmesine elverişli olmayan köylerin öğretim ve eğitim işlerini görmek, ziraat işlerinin fenni bir şekilde yapılmasında köylülere rehberlik etmek üzere köy eğitmenleri isihdam edilir” kuralı getirildi.
1939’da yayımlanan Eğitmenlik yönetmeliği’nin ilgili maddelerinde “Askerliğini başarı ile bitirmiş, okuma yazma bilen, tarımla uğraşan, arazi veya hayvan sahibi kişiler eğitmen kurslarına aday olur”, “Eğitmenler haftada en az iki gece yetişkinleri de okutur”, “Eğitmen, bulunduğu köyde bir fidanlık yetiştirir, meyve bahçesi ve koru kurar, köyün ağaçlandırılmasında önderlik eder”, “Tarım bakanlığı, bulundukları yerin özelliklerine göre eğitmenlere üretimi artırıcı, ıslah edici, kolaylaştırıcı araç ve gereçleri verir; eğitmen bu araçlardan köylüyü de faydalandırır” hükümleri konuldu. Böylelikle, eğitim sorunu köylünün ekonomik ve toplumsal yaşamı ile birlikte göz önüne alındı; yalnız çocukların değil, yetişkin köylülerin de eğitilmeleri öngörüldü. Eğitmen kursları köy enstitüleri kuruluncaya kadar sürdürüldü.
1937-1946 arasında yetişen 8 000 eğitmen köylerde görev aldı Köy enstitüleri ile birlikte eğitmen yetiştirilmesine de son verildi.