Kültürümüzde Ayran ve Ayran Yapımı, Ayran çeşitleri nelerdir? Ayran ile ilgili kültürümüzde yer alan sözler, deyimler,
Ayran: Yoğurdun içine su katılarak elde edilen bir tür içecek. Yayıkta çalkalanan süt ya da yoğurdun yağı alındıktan sonra gende kalan sulu bölümü.
Ayran ağızlı, aptal, budala, sersem (argo). Ayran delisi, kolay kanan, bön, ahmak. Ayran gönüllü, her şeyden çarçabuk bıkan, vazgeçen kimse için kullanılır. Ayran içmeye geldik, ara açmaya gelmedik, bir yere geliş nedeninin dostluğu güçlendirme olduğunu vurgulamak için söylenir. Ayranı kabarmak, kızmak, öfkelenip köpürmek; cinsel istek duymak (argo). Ayranı yok içmeye, atla (ya da, tahtırevanla) gider sıçmaya, durumuna bakmaksızın gösteriş için gereksiz şeylere bol para harcayan kimse için söylenir (kaba). Ayranım budur, yarısı sudur, eldeki olanakların sınırlılığını vurgulamak için söylenir.
Ayran yapımında, doğal nitelikli, yağlı koyun yoğurdu yeğlenir. Bir ölçü yoğurda en çok bir buçuk ölçü su karıştırılır. Daha lezzetli olması için, su yerine süt de kullanılabilir. Az ölçüde tuz da eklenebilir. Türkler’in geleneksel içkisi olan ayran, Balkan ve Asya ülkelerinde de içilir.
Ayran Sözü
“Ayran” sözü, Orta Asya ve Anadolu Türk lehçelerinde gerek anlayış ve gerekse söyleniş bakımından, en az ayrılıklar gösteren, eski bir Türk deyişidir. Ayran sözü, her Türk bölgesinde yine ayran şeklinde söylenir. Çuvaş lehçesi gibi, diğer Türk lehçelerinden büyük ayrılıklar gösteren bölgelerde bile, ayran ancak, oyran veya ören şeklinde değişebilmiştir. Vladimirtsov, Moğolların İçtimaî Tarihi’ni yazarken, ayrana büyük bir önem vermiş ve Moğolların da buna airan dediklerini ileri sürmüştü. Fakat Radlof ise, büyük Türkçe sözlüğünde, Moğolların ayran sözüne bir soru işareti koymuştur.
Moğolların Gizli Tarihi’nde, bu sözü bulamıyoruz. Ayrıca Mukaddimet ül-Edeb de, Türkçe ayran sözünün karşısına Moğolca olarak, unda’an sözünü konmuştur . Bu Moğolca söz, Moğol dilinin en eski kaynağı olan Moğolların Gizli Tarihi’nde, yalnızca “içki” anlayışı ile geçmektedir. Ayrıca bu eski kaynakta, ayran sözü de yoktur. Fakat bu, Moğolların ayranı tanımadıklarını gösteren bir delil olamaz. Aslında bir çok seyyahlar, Moğolların yoğurdu sulandırarak bir içki yaptıklarım ve bunu içtiklerini ısrarla yazmaktadırlar. Bizim bu çıkışımız daha çok, Türk kültürünün köklerini yalnızca Moğollara bağlayanlara karşıdır.
Ayran Çeşitleri
Ayranın çeşitleri, daha çok içine katılan suyun miktarına göre ayırt edilir. Meselâ Selçuk çağının başlarında bile, içine fazlaca su katılmış ayrana, suvsuş adı verilirdi. Aslında eski Uygur metinlerinde bu deyiş, bir şeyin “üzerine su serpme” manasına gelirdi. Anadolu’da da bu gibi ayırmalar yapılır. Meselâ Kırgız Türklerinde ayranın geniş adı ayran’âır. Buna rağmen yine aynı ağızda, koyu ayrana çalap adı verilir. Yine aynı bölgede, içine fazlaca su katılmış ayrana da, çangğıt denilir. Anadolu’da, ak, akçakatık, çalkama, çalkamak, gövertmeç, katık, tutma gibi öz Türkçe deyimlerin yanında, ayran çeşitlerini gösteren ve sayısı ikiyi geçmeyen bazı yabancı sözleri de görüyoruz. Bu sebeple, yabancı olup olmadıklarını da henüz daha iyice bilemediğimiz bu deyimler, Anadolu’nun Türk menşeine inanmayanları sevindirmemelidir. önemli olan bir yiyeceğin çeşitleri değil, aslıdır. Ayranın çeşitleri de, hâlis ve saf yoğurda, katılan su miktarına göre sınıflanır. Bir Orta Asya atasözünde şöyle; deniyordu:
“Evinde ayranı yok, kızının adını Yoğurt-Bey koymuş” . Tıpkı bizim Anadolu’da söylenen şu söz gibi: “Ayranı yok içmeğe, gümüş köprü ister geçmeğe!”.
Ayran Rakısı
“Ayran içkisi” de yok değildir. Bu içkiler daha çok eski çağlarda, ayranın bir tulum içinde bekletilmesi yolu ile hazırlanıyordu. Ayranın ne kadar bekletildiği ve tadının da, nasıl olup olmadığı hakkında bir bilgimiz yoktur. Yalnızca buna, Altay dağlarının kuzeyindeki Türklerin, ayran arağası, yani “ayran rakısı” dediklerini biliyoruz. Ünlü seyyah ve bilgin Pallas da, Başkırlarda ayranların tulumlarda bekletilerek, uzun müddet tahammür ettirildiklerini görmüştür.. Aslında ayran, alkolsüz bir içkidir. Beslenme ve susuzluğu gidermek için içilir. Hele kımızın yanında, elbette bir içki olma hususiyetini gösteremez. Nitekim, Orta Asya’da söylenen bir Türk atasözünde de şöyle deniyordu: “İki bardak kımız içen dertlidir, iki bardak ayran içen ise utanmaz (açgözlüdür)
Kaynak: Türk Kültür Tarihine Giriş 4 ( Bahaddin Öğel)