Günümüzde TRT repertuarlarına girmiş yaklaşık 68 sözlü ve 34 sözsüz olmak üzere 102 Muğla türküsü vardır. Halk arasında halen bilinip de derlenemeyenleri göz önüne alırsak toplam türkü sayısını 200 ü geçeceği bir gerçektir. Bu da bize Muğla ilinin zengin bir halk müziği repertuarına sahip olduğunu ve bu konuda özellikli olan iller arasında yer aldığını göstermektedir.
Muğla türkülerinin konuları şöyledir:
- 1. Aşk (sevgi) üzerine yakılanlar,
- 2. Tören türküler (kına ve gelin ağlatma havaları),
- 3. Ölüm ve acı üzerine yakılanlar (ağıt türküler),
- 4. Hayvan konulu türküler,
- 5. Oyun havaları zeybekler (sözlü, sözsüz),
- 6. Günlük yaşam ve doğa konulu türküler,
- 7. Yiyecek konulu türküler,
- 8. Diyaloglu türküler,
- 9. Eşkıya ve hapis konulu türküler,
- 10. Askerlik ve iş konulu türküler,
Muğla’nın belli başlı bilinen türküleri şunlardır:
- Bağlamam var üç telli
- Çökertme deniz üstü köpürür
- Kerimoğlu zeybeği
- Muğla zeybeği
- Ormancı
- Satıoğlu zeybeği
- Sırrı efe türküsü
- Şu Köyceyiz yolları
- Yörük kızı
- Alişar’ın ortasında
- Bodrum hakimi
- Ortaca’da evimiz
Muğla’da söylenen pek çok türkünün öyküsü vardır. Bu türkülerden “Bodrum Hakimi” adlı türkünün öyküsü şöyledir:
Türküye konu olan Kütahya dan bodruma atanarak 1951-1954 yılları arasında burada hakimlik görevinde bulunan mefharet Tüzün’dür.
Hakime hanım daha hukuk fakültesinde okurken bir gençle tanışmış ve onunla nişanlanmıştır. Ancak nişanlısı geçirdiği bir ameliyat sonucu ölmüştür. Kendi eliyle çok sevdiği nişanlısı hakime hanım olayın etkisinden kurtulamamıştır.
O yılarda bodrum küçük bir sahil kasabasıdır ve Mefharet hanımda üst düzeyde görev yapmakta olan bir memurdur. Konumu gereği günleri ilçenin ileri gelenleri ve mesai arkadaşları ile birlikte dostluk çerçevesinde geçmektedir. Dar çevre olmanın getirdiği anlayışsızlık hakime hanımın bu dostlarla ilişkisini farklı anlamlara çekmektedir. Bir diğer sorun ise; hakime hanımın hizmetinden sorumlu olan ve birlikte kaldıkları genç kızın sorumsuzca davranışlarıdır. Hakime hanımın bu tür sorunları yaşadığı o günlerde Bodrum’ a savcı olarak Muğlalı Ahmet Türdü atanır. Hakime hanım Savcı Ahmet Bey’i tanıdıkça onda ölen nişanlısının tüm özelliklerini
bulmaya başlar. Ancak engel savcının evli ve iki çocuk babası olmasıdır. Bir gün ilçe kadınları tarafından düzenlenen toplantıda, savcının hanımının kendisine bu konuda laf atması artık kendi eliyle hayatına son vermesi karanını kesinleştirmiş olur. Hakime hanım evinde kendisini asarak öldürür. Ertesi günü sabah duruşmaya gelmez. Beklerler, gelmeyince duruşması olan Bekir adındaki şahıs evine gider ve hakime hanımı asılı bir vaziyette ölü bulur. Bu olay üzerine, Milaslı Mutafa Bacaksız, söz ve müziği ile “Bodrum Hakimi” türküsünü yakar.
Bodrumlular erken biçer ekini,
Feleğe kurban mı gittin Bodrum Hakimi,
Nasıl astın Mefharet Hanım ipe de kendini,
Altın makas, gümüş bıçak ile doğradılar mı tenini.
Hakim hanımın memleketi Kütahya Tavşan,
Hakim hanım sen eyledin bizleri perişan,
Nasıl astın Mefharet hanım kendi kendini,
Çifte doktorlar doğradı o beyaz tenini