Osmanlı Askeri Kıyafetleri Hakkında Bilgi
Osmanlı devletinde askerler hangi tür kıyafetler giyerler, zaman içerisinde savaş kıyafetleri nasıl değişti, kıyafetler hakkında bilgi.
Osmanlı devletinin ilk yıllarında daimi ordu olmadığı için askeri kıyafet de yoktu ve savaşa milli kıyafetler ile yapılırdı. Devletin kuruluşundan bir süre sonra Orhan Gazi zamanında ilk defa daimi ordu kurulmuş ve askerin halktan ayırt edilmesi için de bir askeri kıyafet kabul edilmişti (1326). Bu maksatla serpuşlar (başlıklar) yapılmış; askerin barışta halktan, savaşta düşmandan ayırt edilmesi için başlarına beyaz külah giymeleri uygun görülmüştü. Bu başlığa börk, üsküf veya keçe denirdi.
Osmanlı imparatorluğu genişleyip askeri güç ve kuvveti çoğalınca, değişik askeri sınıflar kurulmuş ve her askeri sınıf için başka başka biçim ve renkte başlık ve elbise kabul edilmişti. III Murad zamanında büyük rütbeli subaylar don, gömlek üzerine bir entari ve bunun üstüne bir kaftan giyerlerdi. Kaftanın üstünde de bellerine kuşak bağlarlardı. Bunun üstüne de bir cübbe ve alt kısma bir çakşır giyerlerdi. Küçük rütbeli olanlar yalnız entari, kaftan ve şalvar giyerlerdi-1774 yılında sürat topçuları teşkil edilince bunlar için yeşil ceket, mavi şalvar ve yeşil püsküllü on iki dilimden dikilmiş çuha başlık (Terek) kabul edilmişti.
1793 Yılına kadar bir değişiklik yapılmamış, 28 şubat 1793’te çıkan topçu kanunnamesi ile topçuların kıyafetleri de değiştirilmişti. Yeniçerilerin kaldırılmasına kadar (1826) Osmanlı ordusunda günlük kıyafetler ile merasim kıyafetleri arasında önemli bir fark yoktu. Yeniçeriler, normal zamanlarda ve savaşlarda başlarına bir kavuk, alay denilen törenlerde ise börk giyerlerdi.
III. Selim devrinde kurulan Nizam-ı Cedit (1793) ordusu için Avrupa ordularında kullanılan kıyafete benzer kıyafet kabul edilmişti. Avrupa devletleri ordu kıyafetlerini savaş icaplarına göre değiştirmiş ve geliştirmişlerdir.
II Mahmud tahta çıkağı yıl 1808’de kurulan Eşkinci (savaş eğitimi görmüş) asker için de özel bir kıyafet kabul edilmişti. Asakir-i Mansure-i Muhammediye’nin teşkili sırasında da kıyafet olarak başlangıçta Nizam-ı Cedit ordusu kıyafeti esas olarak alınmıştı.
II Mahmud zamanında, Deniz kuvvetleri personelinin üniformaları da değiştirildi. Abdülmecid devrinde, asker kıyafetlerde yeniden değişiklikler yapıldı. Abdülaziz devrinde de askeri kıyafetlerde yapılan piyade, süvari ve topçu sınıflarının bütün subayları lacivert çuhadan belden büzmeli ve göğsü bir sıra düğmeli setre, itfaiye subayları bir sıra düğmeli kısa bir mintan giydiler ve bu kıyafet İkinci Meşrutiyete kadar böyle kaldı.
Abdülaziz devrinde bütün subaylar fes giyerlerdi. II Abdülhamid devrinde 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sırasında mintan, camadan, şalvardan ibaret olan elbiselerin, harbin icaplarına uymadığı ve erlerin serbestçe hareketlerine engel olduğu anlaşıldı. Bu maksatla 1879 yılında yeni bir elbise kararnamesi yayımlanarak, asker için tekrar setre pantalon kabul edildi.
1908 Yılında Meşrutiyet in ilanından sonra ordunun kıyafetinde büyük değişiklik yapıldı. Bu değişikliğe göre daha önceki kıyafet (koyu lacivert elbise, kollarda sırma rütbe işaretleri, baştaki fes, çekme fotin veya çizme, kılıç) terk edilerek çağdaş ordular örnek alındı, subay ve eratın elbise rengi haki olarak kabul edildi; rütbe işaretleri omuzlara alındı. Ayrıca bir yenilik olarak, üniformada yakaya, sınıf rengi işaretler eklendi. Birinci Dünya savaşında, haki renkte kumaş bulunamadığı için yerli fabrikalarda koyu boz renkli kumaş dokutturuldu, bej renk, elbise rengi olarak kabul edildi. Başlık olarak da, elbise renginden enveriye denilen kabalak kabul edildi. Piyade sınıfı dolaklı, atlı sınıflar da çizmeliydi. İstiklal savaşında kıyafet değişmedi, yalnız ‘yaka ile forma değişti. Yakalar elbise renginde idi, önce omuzda taşınan rütbe işaretleri, yakaların ucuna takıldı. Bu işaretler binbaşıya kadar üçgen, binbaşıdan yukarısı için dikdörtgen şeklinde idi.
1931 Yılında çıkan Kıyafet-i Askeriye kararnamesi ne göre:
1. Türkiye cumhuriyeti ordu ve jandarma teşkilleri için, gündelik ve merasim adı ile iki türlü kıyafet kabul edilmiştir.
2. Astsubaylar (küçük zabitler) ve erlerin gündelik olarak bir çeşit kıyafeti vardır.
3. Gündelik kıyafet, esas kıyafettir; barışta, Adı günlerde ve bazı ekler ile manevra ve tatbikatlarda, seferde giyilir.
Gündelik kıyafet: başlık, başlık kılıfı veya miğfer, ceket, manevra kemeri, kasatura, pantalon (kilot veya düz pantalon), fotln (getr veya dolak) veya çizme, kaput, kollu muşambadır.
Subay ve askeri personelin elbiseleri haki renktedir. Bunlar manevra ile tatbikatlarda ve seferde giyilmek üzere boz renk yün kumaştan ve yazın aynı renk ince yazlık kumaşlardan yapılırdı.
Merasim kıyafeti. Subaylar, resmi günlerde ve bayramlarda, kabul resmi ve ziyafetlerde, evlenme törenlerinde, özel emirle diğer hallerde ve asker ihtifallerde, merasim elbisesi giyerlerdi. Merasim kıyafeti, gündelik kıyafetteki kemer yerine sırma kemer, çikolata rengi güderi eldiven ve ek olarak da, kılıçla, .apolet ve nişanlardan mürekkep bir kıyafetti. Bundan sonra, son kıyafet kararına kadar önemli bir değişiklik olmadı; yalnız, 1946 yılında ceket yakaları açıldı, devrik yaka kabul edildi, haki gömlek giyildi ve kravat takıldı, rütbe işaretleri ve şapka kokartları değiştirildi.
Meydan Larousse / Cilt 2 Sayfa 169