Osmanlı Devletinin Düşünce Hayatı

Osmanlı Düşünce Hayatının Özellikleri

1) Osmanlı düşünce hayatı , XII. yüzyıldan beri durgunlaşmaya başlamış bulunan klasik İslâm düşüncesinin bir devamıdır. Bu düşünce birikiminin bütün gelenekleri Osmanlılar’dan önce teşekkül etmiş olup aynıyla Osmanlı düşüncesine de yansımış görünmektedir.

2) Osmanlı Devleti’nin, merkeziyetçi yapısı özellikle siyasî ve dinî düşünce alanında, geniş ölçüde hâkimiyetini hissettirmiş ve bu alanları İslâm tarihinin belki hiç bir devrinde olmadığı kadar devletin bu yapısını takviye etmeye ve geliştirmeye yarıyacak şekilde kullanmıştır. Bu ise belirtilen alanlardaki yaratıcılığı önemli ölçüde engelleyen bir faktör oluşturmuştur. Ayrıca dinî düşünce alanında zaman zaman bir tepki oluşturarak alternatif yorumların doğmasına sebebiyet vermiştir.

3) Osmanlı düşünce tarihi, gerçek anlamda bir felsefi düşünce hareketine de şahit olmamış görünmekte, belirli bir dönemde var gibi görünen felsefi çalışmalar ise bizatihi felsefî düşünceye yönelik olmaktan çok, felsefi düşünceyi ve metotlarını tenkit etmeye matuf kelam ilmi çerçevesinde faaliyetler olmaktan öteye geçmemiştir. Bu itibarla felsefe ancak dinî bilimlere yardımcı olabildiği ölçüde itibar görmüştür denilebilir.

4) Temelde Osmanlı merkeziyetçi devlet anlayışının bir sonucu olan bu durumdan belli bir ölçüde tasavvufî düşünceyi istisna etmek kabildir. Tasavvufi düşünce ya heterodoks kalıplar içinde daha serbest bir çerçevede, yahut da görünürde Ehl-i Sünnet çerçevesinde kalmakla beraber, bu çerçeveyi olabildiğince zorlayarak Vahdeti Vücudçu eksende kendine bir çıkış kapısı bulmuş, böylece diğer düşünce alanlarına nisbetle merkeziyetçiliğin hâkimiyetinden kendisini bir ölçüde kurtarabilmiştir. Zaman zaman aşırı yorumlara ulaşan bu Vahdet-i Vücııtçu düşüncenin, bir anlamda Osmanlı İslâm anlayışına paralel mistik bir İslâm tarzı oluşturduğunu görebilmek mümkündür, ki Osmanlı tarihi bu ikisinin zaman zaman çatışmalarına sahne olmuştur.

Kaynak: Osmanlı Devleti ve Medeniyet Tarihi