Pirler Efsanesi

Konya Ovası güneye inildikçe düzlüğünü kaybederek Torosların eteğinde rengini yeşile terk eder. Konya ili hududunun Antalya ve İçel il hudutlarına yakın olduğu bölgelerde küçük fakat çok şirin ilçe merkezlen yer alır. Buralar, nüfusları az, fakat gönülleri zengin insanların yaşadığı yurt parçalarıdır. Yeşilin, çam kokusunun, temiz havanın en bol olduğu; gözlerin pınar sularının berraklığı İle kamaştığı, kulakların tabiatın tatlı nağmeleri ile sükûn bulduğu bu bölgemizle ilgili olarak şöyle bir efsane anlatılır:

 Vaktiyle iki çoban çoluk çocuğunu alıp Ermenek’in ormanlık bir bölgesine yerleşir. Zamanla bu iki çobanın çocukları çoğalır ve orada bugünkü Küçük Karapınar köyü kurulur. Köy halkı burada yaşamalarına devam eder.
Bir gün köy kadınları pınarda iş görürlerken iki pîr gelir, bunlardan su isterler. Köylü kadınlar da eğlenmek amacı ile bunların içeceği suyun üzerine çer çöp atarlar. Bu duruma kızan pirler derler ki:
«Onman, bitmen; bundan yukarı gitmen!»
Pirlerin bu kargışı sebebiyle olacak ki köyün nüfusu bir türlü artmaz, ölümler, başka yerlere göçler, derken pirlerin dediği gibi bu köy bir türlü onmaz.
Aynı pirler oradan kalkıp eski adı Pirler bugünkü Taşkent köyüne varırlar. Buranın kadınları da pınara gelmişlerdir. Pirlerin su isteğine gayet nazik bir şekilde mukabelede bulunurlar ve pınarın üzerine üç-beş çam yaprağı atarlar. Pirler bunun sebebini sorunca da şöyle cevap verirler:
«Yorgun ve terlisiniz; hemen bu sudan içerseniz hasta olursunuz. Fakat bunları temizleyinceye kadar teriniz soğur, diye düşündük.»
Bu cevaptan çok memnun kalan pîrler şöyle hayır duada bulunurlar:
«Çamlarınız kurumasın, güzelleriniz kurumasın!»
Ora halkının inancına göre başka yerlerdeki bir çam ağacının dalı kesilirse o ağaç hemen kurur; fakat kendi ormanlarındaki çamların dalları kesildiğinde kurumaz, bilakis yeniden sürer. Kadınları ise yaşlansa da- dinç ve güzel kalırlar.

Kaynak: Saim Sakaoğlu / 101 Anadolu Efsanesi