Tasavvufta Beka Ne Demektir? Neyi Anlatır

Tasavvufta beka nedir, ne demek, hangi anlamla kullanılır. 

Beka, hem ezelilik, hem de ebedilik anlamına gelir. Yani hem geçmişle öncesi, hem gelecekte sonu olmama, zamanın dışında bulunma anlamını kapsar. Bunun sıfat hali olan baki kelimesi Allah’ın sıfatlarındandır. Bakıyat-ı salihat, Allah katında sevabı devamlı olan hayırlı işler için söylenir, bu da dinde insanlığın üstün bir durumunu anlatır.

Tasavvufta beka terimini ilk kullananların başında, IX. yy,da Bağdat‘ta yaşamış olan Ebû Saîd-i Harraz Ahmed bin İsa’dır. Beka sıfatının asıl sahibi olan Allah’tan başka her varlık. her yaratık fena sıfatını taşır. Baki olan Allah’tan başka her şey fanidir.

Bununla birlikte beka ile fena, birbirine zıt oldukları halde, sofilikte bunlar birbirini tamamlar. Çünkü Allah’ın kulu. en şerefli yaratığı olan insan, bulunduğu fena aleminden, beka alemine, Allah’ın katına ulaşabilir. Beka, tasavvufta, Allah’a ulaşmak için son merhaledir. Buna fenafillâlı da denir. Allah’a kavuşup onda yok olmak. Böylece beka ile fena birleşmiş oluyor. Çünkü salik fenafillah olmakla Allah’ın varlığında son bulmuş, bununla da sonsuzluğa karışmış ve buna kavuşmuş oluyor. Bir damla suyun sonsuz bir denize karışıp kaybolması gibi.

Bunun için salik (mürit), tarikatın gerektirdiği vecibeleri yerine getirmelidir. Yani beka mertebesine ulaşabilmek için fena aleminin derecelerinden geçmelidir (bu dereceler, her tarikata göre az çok değişir). Bu da müritin tezkiye*-i nefsi, tezkiye-i batın etmek (ruhunu, içini günahlardan temizlemek) için, halvete girip. itikâfa çekilip riyazet ile çile çıkarması gerekir.

Mürit bu derecelerden geçmek için ruhunu bütünüyle Allah’a yöneltip sürekli olarak ibadet ve zikir ile meşgul olur. Bu sırada mürit dünya nimetlerinden bütünüyle sıyrılır, kendisini unutur, bir hiç olduğunu düşünür ve sonsuz bir aşkla Allah’ına bağlanır. Nihayet kalp gözü ile Allah’ı görür. ona erişir, böylece gerçek varlığa. bekaya ulaşır.